//-->

HelpHere Menü












0

İstatistik



Tekil Ziyaretçi: 26

Klik: 263
IP: 81.213.122.189

HelpHere - Tr.gg DesteK | CSs Tasarımlar

HeLpHeRe - Free Css ve Paralı Css Tasarım ve Tr.gg Yardım Destek Sitesi

Edebiyat

Edebiyat Nedir?

Düzenleyen, Gizli İlimler Admin.
Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notları'ndan

Edebiyat: Arapça bir kelimedir. Terbiye, güzel ahlak, davet manalarını içerir. İslamiyet'le beraber bütün ilimleri içine alan bir kavram haline gelir. Lügat (sözlük), sarf (dil bilgisi), iştikak (kelime türetme), maani (anlam bilgisi), inşâ (nesir), hat (güzel yazı) ve  imlâ; Ahmet Cevdet Paşa'nın Ulûm-ı Edebiyye eseri içine aldığı dallardır. Recaizade Mahmut Ekrem'in "Tâlim-i Edebiyye"si ile edebiyat kelimesi ilk defa batılı anlamlar taşımaya başlar. Bu anlamlar bazı batılı şairlerin edebiyatın estetik yönü üzerinde durmaları ile başlar.Örneğin;

X Namık Kemal --> Faydacılık

X Fuat Köprülü -> Hakikatçilik

SONUÇ = Burjuva tipi <-------------------> Edep ihtiyacı

Şiir Nedir?

Şiir: Sözlükte bilmek, tanımak, kavramak anlamlarına gelmektedir. Bir sözün şiir olabilmesi için sadece vezinli ve kafiyeli olması yeterli değildir. Aynı zamanda sözün güzel olması lazımdır. Mensur olduğu halde halde güzel olan bir söz de şiirdir. Muallim Naci şöyle der: "Şiir,edebiyatın en güzel parçalarıdır.Bu halde şiir, edebiyattan bir kısm-i hâl olmuştur." Şiir denince sözün mutlaka manzum olması lazım gerekmez. Meselâ Fuzuli'nin SELAM VERDİM RÜŞVET DEĞİL DİYE ALMADILAR cümlesi pekâlâ bir şiirdir. Fakat Sabit'in HİSSE YOK MU O SÖĞÜŞTEN BİZE, BİR PARE MEDET mısraı şiir namına alınamaz. O halde nedir şiirin tarifi? En güzel tarifi Edebiyat hocamız Atilla Bey vermişti. Şiir, Liseli bir delikanlının ders çıkışı koridorda rastladığı dilber-i âhûya hayranlıkla bakıp," vay be..şiir gibi kız" tanımında gizlidir. Sonuç olarak söylemek gerekirse, çoğunluğun yanıldığı üzere şiir, kağıtlara geçmiş bir cümleler bütünü olmaktan çok insanın güzellikleri seçmekteki zekasıdır. Şiirin "şuur" kökünden türediğini düşünürsek,insan şuurunu bir deprem derecesinde sarsacak her etkiye şiir diyoruz.

Şiir ve Nazım

Nazım: Sözlükte dizmek manasına gelir. Şu halde nâzım, "nazım dizen"; manzûm da "dizilen" anlamına gelmektedir. Edebiyatta, sözü ölçülü ve kafiyeli kullanmak anlamındadır. Böylece her vezinli ve kafiyeli söz nazımdır. Edebiyatımızda 19.yy e kadar nazım aynı zamanda şiir anlamında da kullanılmıştır. Nazım ile şiirin arasındaki farkı ilk ortaya koyan Muallim Naci'dir.

Şiirin Unsurları

Şiir = Ahenk + Estetik düşünce (Bedii tefekkür) + Nazım Şekli (Form)
Ahenk = Armoni + Ritim
Armoni = Asonans + Aliterasyon
Ritim = Vezin + Kafiye + Redif
Bedii tefekkür (Estetik düşünce) = Duygu + Hayâl + Fikir + Dil

Ahenk : İfade edilenlerin tek tek, parça parça ve bütün halinde kulağa güzel gelecek şekilde seçilmesi, bir cins mûsikîye yol açmasıdır. Ahenk, tenafür-u hüruf harflerin nefret uyandırması) ile ortadan kalkar.
 
Tenafür-u Hürûf : Yan yana gelen ses,hece ve kelimelerin kulağı rahatsız etmesidir.Örneğin "çürütülerce" kelimesinde ç - r - t - l - r - c harflerinin âhengi bozması gibi
Armoni : Çeşitli sesler arasındaki uyumdur. Şiirde asonans ve aliterasyondan meydana gelir.
 
# Asonans : Şiirde sesli harflerle oluşan ses güzelliğidir.

Örnek: Ne şair yaş döker ne âşık ağlar
 
Aliterasyon: Sessiz harflerin benzeşmesiyle meydana gelen ses birliğidir. Örnek:

"Namluya dayanır, yola çıkarsın
Duruşun,bakışın yaman be Ali!"

 
Ritim:
Seslerin uzunluk,kalınlık ve darlık yönüyle benzeşmesiyle müziğin dalgalar halinde yayılmasıdır.

Bedii Tefekkür : Güzelliğin insan rûhundaki teşhiri,güzel olanın meydana geliş şartları ve oluşumu üzerine çalışmalar yapan disiplin, estetik adını taşır.Estetik,kişisel ve toplumsal nitelikte seviyeli bir zevkin ifadesi olan güzellik duygusudur. Güzel ve güzellik kavramları hem hareket noktası hem de hedef almasıyla oluşan fikrî gayret (tefekkür),bu kavramlar dışında oluşan tefekkürden pek tabii farklıdır.Genel olarak sanatkârâne faaliyetin mahsulleri özel olarak da şiirde bir estetik (bedii) tefekkür kompozisyonudur. Estetik tefekkür, şu yapı içinde oluşur: Duygu + Hayâl + Fikir + Dil

X Şiirde mutlak güzelliği bulma akımıdır.
X Romantizme tepki olarak doğmuştur.
X Realist ve natüralist izler taşır.
X Sadece şiirde görülür.
X Plastik güzelliklere, egzotik güzelliklere ve geleneklere ilgi duyan bir akımdır.
X Duygusuzluğu, tabiatı ve şekil mükemmeliyetçiliğini esas alır.

Temsilcileri: Franz Kafka, Stefan Mallerma, Lökant Lee, Tevfik Fikret , Cenap Şehabbettin , Yahya Kemal , Yakup Kadri.
 
X Duyguları sembolle anlatma anlayışıdır.
X Parnasizm'e tepki olarak doğmuştur.
X Kelimelerin musikisi ve kelimelerin yardımıyla duyguların en küçük parçasına inmeyi amaçlayan bir akımdır.
X Sembollerle yazılan şiiri yorumlamak okuyucuya aittir. Okuyucu ne anlıyorsa şiirin vermek istediği odur.
X Eşya, bir ses perdesi arkasından seyredilmeli, ve hayalimiz onu nasıl görüyorsa öyle kabul edilmelidir.
X Karanlık, fısıltı, akşamın kızıllığı, alacakaranlık, terkedilmiş park, durgun sular, sudaki gölge... sembolistlerin kullandığı sessizlik unsurlarıdır.
X Sanatçı, gördüklerini kendi algılarına göre fakat bizde estetik heyecan uyandıracak şekilde ifade etmelidir. Şiir, içimizde ürperti meydana getirmelidir.
X Şiir, anlaşılmak için değildir.Onun, kişiye göre değişen bir iç yapısı vardır, özneldir. Bu öznellik, hem okuyucu hem de şairden gelir.
X Duygunun anlatımına uygun düşen kelimeler seçilmeli , bunlar kendi aralarında musiki ahengi oluşturmalıdır. Bunun için de serbest nazım denenmelidir.

Temsilcileri: Bodler, Stefan, Mallerma, Rinbout, Wayt, Gurch, Cenap Şahabettin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas.
 
X Dış dünyaya ait gözlemleri iç dünyada meydana gelen ruh hallerine göre yansıtmaya ve manzaranın sert gerçeğini silik renkler altında gidermeye çalışan bir akımdır.
Temsilcileri: James George, Wilke, Hopkins; Ahmet Haşim ve Cenap Şahabettin'dir.
 
X Fransızca bir kelime olan "klass" tan türetilmiştir.
X 17.yy de Yunan ve Latin yazarların eserlerini örnek kabul eden Fransız yazarların oluşturduğu edebi akımdır.
X Konular gerçektir.
Konular tabiata ve insan huyuna uygundur.
X Davranışlar aklın denetimindedir.
X Dil,anlayışa göredir. İnce ve seçme bir dildir.Kaba ve bayağı kelimeler kullanılmaz. Buna rağmen anlatım açık ve sadedir.
X İnsanın dış yapısına ve görülebilen bozuklara hiç önem vermemişlerdir.İnsanı aklın emrinde ideal ve ruhuyla mükemmel bir varlık olarak kabul etmiştir.
X Üç birlik kuralı vardır.

Temsilcileri: Corney, Fonten Jn Patti, Molier, Jon Rosin, Decort, Lessing, Servantes, Bacom; Yusuf Kamil, Ahmet Gedik Paşa, Şinasi, Recaizade Mahmut Ekrem, A.Hamit
 
X 18.yy de Avrupa'da; edebiyatta, felsefede, sanayide ve politikada belirli kuralların ve kalıpların dışına çıkan; duygu,hayal ve içgüdüye önem veren hareketin adı olmuştur.
X Davranışlara akıldan çok hayal ve duygularla yön verme veya duyguculuk şeklinde tanımlanabilir.
X Klasizm'e tepki olarak doğmuştur.
X Aklın denetiminden kurtulmak ve ilhamlara sonsuz yer ayırmak lazımdır.
X Şiir; coşkunluk, sevgi ve aşırı samimiyettir,
X Şair, hiçbir sınıf tanımadan, kurallara boyun eğmeden, içinden geldiği gibi yazmak zorundadır.
X Temel düşünceleri: tabiat sevgisi, karşıtlık, karakter, marazilik, dramatizm, milli tarih ve yerli motifler, tasvircilik.

Nazım Biçimleri ve Türleri

1. DİVAN ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ VE TÜRLERİ

    NAZIM BİÇİMLERİ

    MISRA

    BEYİT

    BEYİTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ

    GAZEL

    KASİDE

    MESNEVİ

    KITA

    MÜSTEZAT

    BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ

    TEK DÖRTLÜKLER

    RUBAİ

    TUYUĞ

    MUSAMMATLAR

    DÖRTLÜLER

    MURABBA

    ŞARKI

    TERBİ

    BEŞLİLER

    MUHAMMES

    TARDİYE

    TAHMİS

    TAŞTİR

    ALTILILAR

    MÜSEDDES

    TESDİS

DİĞERLERİ

    MÜSEBBA

    MÜSEMMEN

    MÜTESSA

    MUAŞŞER

    TERKİB-İ BEND VE TERCİ-İ BEND

NAZIM TÜRLERİ

    TEVHİD VE MÜNACAT

    NAAT

    MERSİYE

    MEDHİYE

    HİCVİYE

    FAHRİYE

EK

    NAZİRE

    TEHZİL

    TAZMİN

    BAHR-I TAVİL

HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ VE TÜRLERİ

1.HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILAN HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİM VE TÜRLERİ

A.ANONİM HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ

    MANİ

    TÜRKÜ

B.AŞIK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ

    KOŞMA

    DESTAN

    SEMAİ

    VARSAĞI

C.AŞIK EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ

    GÜZELLEME

    TAŞLAMA

    KOÇAKLAMA

    AĞIT

D.TEKKE EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ

    İLAHİ

    NEFES

    NUTUK

    DEVRİYE

    ŞATHİYAT-I SOFİYANE

2.ARUZ ÖLÇÜSÜYLE YAZILMIŞ HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ

    DİVAN

    SEMAİ

    KALENDERİ

    SELİS

    VEZN-İ AHAR

YENİ TÜRK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ VE TÜRLERİ

    NAZI BİÇİMLERİ

    DÜZENLİ NAZIM BİÇİMLERİ

    SONE

    TRİYOLE

    ÇARPRAZ UYAK

    SARMA UYAK

    ÖRÜŞÜK UYAK

    DÜZ UYAK

HALK ŞİİRİNDEN ALINAN NAZIM BİÇİMLERİ

SERBEST DÜZENLİ NAZIM BİÇİMLERİ

A.EŞİT DÜZENLİ BİÇİMLER

    ÜÇLÜLER

    DÖRTLÜLER

    BEŞLİLER

    KÖPRÜLER

    ALTILILAR

    YEDİLİLER

    SEKİZLİLER

B.KARIŞIK DÜZENLİ BİÇİMLER

C.SERBEST NAZIM

DİVAN ŞİİRİNDEN GELİŞTİRİLEN NAZIM BİÇİMLERİ

NAZIM TÜRLERİ

LİRİK ŞİİR

PASTORAL ŞİİR

DİDAKTİK ŞİİR

EPİK ŞİİR

Bedî, Belagat, Beyan ve Mani Nedir?

Belagat: Arapça bir kelimedir.Avrupa dillerindeki "retorik" kelimesinin karşılığıdır. Sözlük mânâsı; ulaştı, kâfi geldi, murâda erdi anlamlarına gelir.Sözün kâlin durumuna uygun durumuna olarak söylenmesidir. Belagatta açıklık ön plandadır. Maani, beyân, bedii, kavramlarını içine alan bir ilimdir. Fahrattin Râzi, belagatı şöyle tanımlar: "Sözün sahibinin kalbinde olan maananın özünü usandırıcı uzatmadan sakınmak şartıyla ifâde eden ibâredir." Bu ilmi bütün detaylarıyla ilk defa sistemleştiren büyük Türk dilcisi Sekkakî'dir.

Maani: Sözün hâl ve şartlarına uygunluğunu sağlamaktır.

Beyan: Sözü en açık şekilde ifâde etmektir.

Bedî: Sözün sanatlı ve süslü olmasıdır.

Poetika Nedir?

Poetika: Şiirin ne olduğu, ne olmadığı, nasıl vücut bulduğu ve hatta nasıl inceleneceği üzerine fikir yürüten yazılara poetika denir. Şiir sanatı (art poetique) ile ilgili dünyada ilk olarak Aristo'nun "Poetika" adlı eseriyle ortaya koyduğu bilinmektedir (Doğu iddiasına göre ise Hz.Adem). Ayrıca Periatrios'un, Borrion'un, Sainte Beuven'in, Boddler'in, Vallery'nin,Verlay'ın da poetikaları yaygın bir üne sahiptir.

Bizde ise durum şu şekildedir:

Divân Edebiyatı şairleri tarafından divanlarda, mesnevi ve şuara teskirelerinde poetika ile ilgili oldukça geniş miktarda malzeme vardır. Ancak bu malzemeler dağınık bir şekilde bulunduğundan divân şairlerimizde poetik görüşlerin zayıf olduğu şeklinde yanlış bir kanaat oluşmuştur. Tanzimattan sonra Ekrem, "Tâlim-i Edebiyat"ında; Naci, "Istılah-ı Edebiyye"sinde; Fikret, "Edebi Müsâhabeler"inde şiirle ilgili görüşler ortaya atmaya başlar. Ancak batılı anlamda poetika,  Ahmet Haşimin "Şiir Hakkında Bazı Mülâhazaralar" adlı eseridir. Yahya Kemal, "Edebiyata Dâir"de; Necip Fâzıl, "Çile"sinin sonunda; Orhan Veli, "Garip"in önsözünde; Cahit Sıtkı, "Ziya'ya Mektuplar"ında; Salah Birsel, "Şiirin İlkeleri"nde; Suut Kemal Yetkin, "Şiir Üzerine Düşünceler"inde; Kaya Bilgegil, "Cehennem Meyvası"nda; Sezai Karakoç, "Şiir ve Medeniyet"te poetik görüşlerini dile getirmişlerdir.
Bugün 7 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol